CEZA YARGILAMASINDA DURUŞMA

Mahkeme Salonu Oturma Düzeni

DURUŞMA NEDİR?

Duruşma; şikayetçi, sanık, tanık, bilirkişi gibi suje ve ispat araçlarının dinlendiği, delillerin toplanarak ortaya konulduğu ve tartışıldığı “oturum” veya “celse”yi ifade etmektedir. Ayrıca duruşma; iddianamenin mahkeme tarafından kabulüyle başlayıp hüküm verilmesine kadar geçen yargılama safhasını ifade etmek üzere kullanılmaktadır.

Ceza Muhakemesi Kanunu, kovuşturma aşamasında tek duruşma prensibini, yani ara verilmeksizin duruşmanın devam ettirilerek hüküm verilmesini benimsemiştir. Ancak, uygulamada ceza davasının tek duruşmada bitirilmesi mümkün olmamakta, hatta onlarca duruşma yapılan uzun yargılamalar nedeniyle adil yargılanma hakkı ihlal edilmektedir.

Duruşma, kovuşturmanın en önemli devresidir; çünkü adli yolla maddi gerçeğe ulaşmaya çalışan mahkeme sanığın suçluluğu veya suçsuzluğunu ortaya koyacaktır. Duruşma hazırlığı devresinde, tensip tutanağı ile yapılan işlemler ile yargılama bir üst aşamaya taşınacak ve iskeleti oluşmuş yargılama neticesinde nihai hükme ulaşılacaktır.

DURUŞMA NE ZAMAN BAŞLAR?

İddianame ile mahkemeye ceza davası açıldıktan sonra, mahkeme duruşma hazırlığı işlemlerini yapmaya başlar. Mahkeme hakimi, iddianameyi ve ekinde yer alan tüm evrakları inceledikten sonra, duruşmaya hazırlık için yapılacak işleri ve duruşma gününü belirlemek üzere “tensip zaptı” düzenler.

Tensip tutanağı ile müşteki, sanık, tanık ve bilirkişi gibi dinlenmesi gereken kişiler duruşma günü tebliğ edilmek suretiyle çağrılır. Duruşma günü, mahkemenin düzenlediği bir çağrı kağıdıyla PTT vasıtasıyla gönderilir. İlgililerin duruşmaya çağrılması dışında soruşturma aşamasında toplanmayan delillerin de toplanmasına tensip zaptı ile karar verilebilir.

Duruşma, tensip zaptıyla belirlenen günde mahkemenin duruşma salonunda yapılır. Mahkeme, duruşma günü öncelikle sanığın ve avukatının hazır bulunup bulunmadığı, çağrılmış tanık ve bilirkişilerin gelip gelmediklerini yoklama yaparak tespit eder. Sanık tutuklu ise elleri bağsız (kelepçesiz) olarak duruşma salonuna alınır. Mahkeme hakimi, duruşmanın başladığını, iddianamenin kabulü kararını okuyarak açıklar. (CMK m.191/1). İddianamenin kabulü kararının okunmasıyla duruşma işlemleri bir sıra halinde yapılmaya başlanır.

DURUŞMA NASIL YAPILIR?

Duruşma herkese açıktır. Genel ahlâkın veya kamu güvenliğinin kesin olarak gerekli kıldığı hâllerde, duruşmanın bir kısmının veya tamamının kapalı yapılmasına mahkemece karar verilebilir. Duruşmanın kapalı yapılması konusundaki gerekçeli karar ile hüküm açık duruşmada açıklanır. Sanık, onsekiz yaşını doldurmamış ise duruşma kapalı yapılır; hüküm de kapalı duruşmada açıklanır.

İlk duruşmanın başlaması için öncelikle duruşmada hazır bulunması kanunen zorunlu kişilerin yerlerini alması gerekmektedir. CMK madde 188’e göre kanunen duruşmada hazır bulunması gerekenler sırasıyla; hükme katılacak hâkimler ve Cumhuriyet savcısı ile zabıt kâtibinin ve Kanunun zorunlu müdafiliği kabul ettiği hâllerde müdafidir. Sanığın ve müdafiinin hazır bulunup bulunmadığı, çağrılmış tanık ve bilirkişilerin gelip gelmedikleri saptanarak duruşmaya başlanır.(CMK 191/1) Duruşma bir düzen ve disiplin içinde yürütülür ve bu düzen ve disiplinin sağlanabilmesi açısından duruşmada kimin nerede duracağı, kimin ne zaman söz alacağı kanun ile hüküm altına alınmıştır.

DURUŞMADA KİM NEREDE DURUR?

Hâkim ve Cumhuriyet savcısı “Kürsüde” oturur. Normalde bir hakim olmakla birlikte heyet halindeki mahkemelerde ise üç hâkim kürsüde oturur. Hâkimin sağ tarafında Cumhuriyet savcısı durur. Hâkime göre sağ taraf davacının (iddia eden-şikâyetçi, müşteki) sol taraf ise davalının (savunma yapan- sanık) yeridir. Diğer bir ifade ile yüzünüz hâkime dönükken sol tarafınız davacının, sağ tarafınız ise davalının yeridir.

Hâkimin önünde “mahkeme kâtibi” yer alır. Kâtip, duruşma esnasında gerçekleşen işlemleri hâkimin talimatlarıyla tutulan tutanağa geçirir.

Tanıklar kâtibin önünde yer alan kürsüden konuşurlar. Tutuklu olmayan sanıklar ve müşteki kendilerine ayrılan yerde durur ve buradan konuşurlar. Varsa tarafların avukatları yanlarında durur. Daha açık bir anlatımla herkes oturduğu yerde, ayağa kalkarak konuşur. Sadece tanık, salonda oturmadığı için kürsüye gelerek konuşur.

DURUŞMANIN BAŞLAMASI

Duruşmanın başlamasından hüküm verilmesine kadar duruşma akışı içerisinde sırasıyla şu işlemler yapılır;

  1.  Kimlik Tespiti Yapılması :Sanığın açık kimliği saptanır, kişisel ve ekonomik durumu hakkında kendisinden bilgi alınır
  2.  İddianamenin Duruşmada Anlatılması: İddianame veya iddianame yerine geçen belgede yer alan suçlamanın dayanağını oluşturan eylemler ve deliller ile suçlamanın hukuki nitelendirmesi anlatılır. 
  3. Sanık Haklarının Hatırlatılması : Sanığa, yüklenen suç hakkında açıklamada bulunmamasının kanunî hakkı olduğu ve CMK 147 nci maddede belirtilen diğer hakları bildirilir
  4. Sanığın Sorgusunun Yapılması : Sanık açıklamada bulunmaya hazır olduğunu bildirdiğinde, usulüne göre sorgusu yapılır. Sorgu işlemi mahkeme başkanı veya hâkim tarafından yapılır. CMK madde 196/4 gereği hâkim veya mahkemenin zorunlu gördüğü durumlarda, aynı anda görüntülü ve sesli iletişim tekniğinin kullanılması suretiyle yurt içinde bulunan sanığın sorgusu yapılabilir veya duruşmalara katılmasına karar verilebilir. Mahkeme, eğer sanığın huzura getirilmesi mümkün değilse ve atılı suç alt sınırı 5 yıl veya daha az cezayı öngörüyorsa; sorgu işlemini istinabe yoluyla da yapılabilir. 

DURUŞMANIN SONA ERMESİ VE HÜKÜM VERİLMESİ

Delillerin tartışılmasından sonra duruşmanın sona erdiği taraflara açıklanır ve hüküm verilmek üzere mahkeme hakimleri müzakereye çekilir. Müzakereden sonra açık duruşmada hüküm, yani son karar açıklanır. Mahkeme son kararıyla; 

  1. Beraat
  2. Ceza verilmesine yer olmadığı kararı,
  3. Yüklenen suçu işlediğinin sabit olması halinde, sanık hakkında mahkûmiyet kararı
  4. Yüklenen suçu işlediğinin sabit olması halinde, belli bir cezaya mahkûmiyet yerine veya mahkûmiyetin yanı sıra güvenlik tedbirine,
  5. Aynı fiil nedeniyle, aynı sanık için önceden verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava varsa davanın reddine,
  6. Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir.